Sevgili kardeşlerim. İnsan doğar, büyür, yaşlanır ve ölür. Elbette insan bebekken aklı bazı şeylere yetmezken onlara sorumlu tutamayız yaptıklarından. Ancak büyüyüp akli melekeleri yerinde olan bir insan şu geçici fani dünyada yaptıklarından mesuldür. Bu hikayemizde de menfaatleri için Allah ve Peygamberinin bildiği halde yalan söyleyen bir kişinin başından geçen ibretlik bir olayı anlatacağim. Bu hikaye Hazreti İsa İle Yahudi ‘nin hikayesi. Şimdiden teşekkürler.
Hazreti İsa İle Yahudi
Yahudinin Hazreti İsa’dan İsteği
Hazreti İsa aleyhisselam döneminde bir Yahudi, Hazreti İsa Peygamberin mucizelerinden birisi olan ölüleri diriltme, hasta ve amalara şifa gibi mucizelerinin mübarek hırka ve asasından kaynaklı olduğunu zannederek onlara tamah eder ve Hazreti İsa’nın asa ve hırkasını çalmaya niyet eder. Bu fikir ve niyet ile Hazreti İsa aleyhisselama gelerek:
“Ya İsa! Benim ehlim ve malım yoktur. Ben yalnız bir kimseyim. Kabul ederseniz zatınızla yoldaş olup seyahat etmek istiyorum” diye niyazda bulunur. İsa aleyhisselam da bu isteği münasip görerek kabul eder.
Hazreti İsa İle Yahudinin Yolculuğu
Yahudinin isteğini kabul ettikten sonra Hazreti İsa ile yahudi beraberce giderlerken önlerine bir deniz gelir. Yahudi denizi geçmeye kadir olamayınca, İsa peygamber elinden tutar ve beraber yürüyerek geçerler. Biraz sonra Yahudi “Ya İsa, karnım acıktı.” deyince. Hazreti İsa aleyhisselam da cevaben : “Şu karşıdaki dağa git. Orada olanlara benden selam söyle ve yiyecek bir şey iste.” buyurur.
Yahudinin Ekmeğe Tamah Etmesi
Yahudi Hazreti İsa’nın emrini yerine getirir ve onlar da hemen Yahudi’ye üç tane ekmek verirler. Yahudi ekmekleri getirirken tamah eder ve ekmeklerin bir tanesini yolda yiyerek, ikisini getirip İsa aleyhisselama verir. Hazreti İsa mucizeleri gereği, Yahudi’ye verilen ekmeğin kaç tane olduğunu bildiği halde Yahudiden, ona kaç ekmek verdiklerini sorar. Yahudi de Hazreti İsa’ya iki tane ekmek verdiklerini söyler.
Cüzzamlı Kimsenin Tedavi edilmesi Olayı
O gece beraber bir mescidde yatarlar ve ertesi gün sabah yollarına devam ederler. Giderken yolda bir cüzzamlı kimseye rastlarlar. Hazreti İsa aleyhisselam cüzzamlı kimseyi mübarek şifalı eli ile mesh eder ve o kimse cüzzamdan kurtulunca, yahudiye bakar ve ona hitaben:
-“Ey Yahudi! Bu cüzzamlıya sıhhat veren Allahu Tebareke ve Teala hakkı için, o ekmek kaç tane idi?” diye sorunca, Yahudi yine iki tane ekmek der ve ekmeğin birisini inkar eder.
Hazreti İsa’nın Amaya (Gözleri Görmeyen) Şifa Vermesi
Yine Hazreti İsa ile yahudi beraber yola revan olurlar. Derken yolda gözleri kör bir ama kimseye rast gelirler. Hazreti İsa mübarek eliyle, amanın gözlerini mesh eder ve ama görmeye başlayınca, Yahudiye döner ve ona hitaben:
-“Ey Yahudi, bu amanın gözlerinin nurunu ihsan eden Allahu Teala hakkı için ekmek kaç tane idi?” diye sorar. Yahudi yine iki tane olduğunu söyler.
Hazreti İsa’nın Mucizesi
Oradan ayrılırlar ve daha sonra bir deniz kenarına gelirler. Yahudi çok susadığı için Hazreti İsa’dan su ister. İsa aleyhisselam da denizden bir bardak deniz suyu alir ve Kudret-i Hak ile, tuzlu olan su bir anda tatlı olu verir. Yahudi suyu içtikten sonra Hazreti İsa Yahudiye yine sorar:
-“Ey Yahudi, bu deniz suyunu tatlı eden Allahu Teala Hazretleri hakkı için, ekmek kaç tane idi?” der. Ama yahudi yine iki tane idi, diyerek gerçeği inkarında israr eder.
Denizden karşıya geçmek gerektiği için, Hazreti İsa aleyhisselam kendi ayağının bastığı yere Yahudinin de basmasını emreder ve öylece ardı sıra yürüyerek denizi geçerlerken,tam orta yere geldikleri zaman Yahudiye tekrar:
-“Ey Yahudi, su üzerinde bize yürümeyi ihsan eden Rabbin hakkı için, ekmek kaç tane idi?” der. Yahudi yine evvelki cevabı verir ve ekmek iki tane idi der.
Yahudi’nin Yalanı
Hazreti İsa ve Yahudi Denizi geçip tenha sakin bir yere geldikleri zaman, Hazreti İsa aleyhisselam namaza durur. Yahudi ise bu fırsatı ganimet bilerek, Hazreti İsa aleyhisselamın hırka ve asasını çalarak yakınlarda bulunan bir şehre gider. Yahudi şehre vardığı zaman hemen ilan eder ve der ki ;
-“Ben hastalara şifa bulur, körlerin gözünü açar, cüzzamları kurtarır, hatta ölüleri bile diriltirim.”
Bir süre sonra o beldenin padişahı hasta olur, tabibler o kadar uğraşmalarına rağmen bir türlü sıhhat bulamazlar ve yahudinin söylediklerine inanarak hemen onu padişahın huzuruna götürürler. Yahudi: ” Bunun hastalığı pek önemli bir şey değildir, hatta padişah ölmüş dahi olsa onu diriltirim.” der.
Bu boş ve asılsız laflar üzerine onlar Yahudiye : -“Aman medet senden olur.” diye çokça ihsanlarda bulunup, yahudiye büyük vaadlerde bulundular.
Yahudinin Padişahı İyileştirme Çabaları
Bunun üzerine bu büyük vaadleri duyan yahudi, hırkayı padişahın üzerine güzelce örtüp, elindeki asa ile padişaha yavaş yavaş vurmaya başlar. Fakat padişah üzerinde hırka ve bu asa ile vurma hiç etki göstermez. Hiç sıhhat bulgusu vermez. Yahudi bu defa “Asayı hırkaya hızlı vurayım belki öyle icabeder.” diyerek hırkaya yani padişaha daha kuvvetli vurmaya başlar.
Günlerce hastalıktan dolayı güçsüz zayıf ve bitap düşen zavallı padişah sonunda asanın etkisi ile ölür. Askerler hemen yahudiyi yakalayıp cezalandırmak ve asmak için darağacına götürürlerken, Hazreti İsa aleyhisselam askerlere karşı gelir ve kalabalıktan burada ne olduğunu sorar. Onlar da Hazreti İsa’ya meseleyi anlatırlar. Yahudiyi idam edeceklerini söylerler İsa aleyhisselama.
Hazreti İsa’nın Padişahı Diriltmesi
Hazreti İsa aleyhisselam cellatların elinden yahudiyi alır ve onlara “Siz biraz sabredin. İnşallah Allah’ın izniyle padişahınızı diriltirim.” diye buyurur. Daha sonra halk hemen Hazreti İsa’yı alarak padişahın yanına götürür. Hazreti İsa Aleyhisselam orada dua eder ve Hazreti Allah’ın izni ile padişaha can gelir, dirilir ve kavmi ile birlikte Hazreti İsa’ya iman eder. Yahudiye sinirlenen halk Hazreti İsa’ya: -“Ya İsa, bu yahudi yalancıdır. Onu öldürelim.” deyince Hazreti İsa aleyhisselam Padişahtan onun affedilmesini temenni eder ve bu kötü niyetli, yalancı yahudiyi büyük bir tehlikeden de kurtararak birlikte yollarına devam ederler.
Hazreti İsa ve Yahudi yolda giderken yahudiye yine sorar:-“Ey yahudi, şu padişahı öldükten sonra dirilten ve seni öldürülmekten kurtaran Hazreti Allah’ın hakkı için doğru söyle, ekmek kaç tane idi?” Melun yahudi yine gerçeği inkar ederek iki tane diye cevap verir.
Yahudinin Gerçeği İkrarı Ve üç Altın Kerpiç
Beraber biraz daha yol gittikten sonra yol üzerinde üç tane altın kerpiç görürler. Hazreti İsa aleyhisselam:
-“Ey yahudi, bu altınların birisi benim, birisi senin ve birisi de ekmeği kim yedi ise onun olsun.” diye buyurunca yalancı yahudi:
-“Ya İsa, bir olan ve hepimizi yaratan Allah hakkı için ki, üçüncü ekmeği ben yedim.” diye gerçeği ikrar eder. Bunun konuşma üzerine İsa aleyhisselam altınların hepsini yahudiye vererek yahudinin yanından uzaklaşır.
Yahudi İle Balıkçılar
Altın kerpiçleri alan Yahudi gayet sevinçli bir halde giderken, yolda üç tane balık avcısına rastlar. Avcılar o gün hiç balık tutamamışlardır. Ve çok üzgün bir halde evlerine gidiyorlardır. Elindeki altın kerpiçlerle gelen Yahudiyi görür görmez :
-“Vay melun sen bunları nereden buldun bu altınları?” diyerek onu hemen oracıkta öldürverirler.
Yahudiden aldıkları altınları üç balıkcı kendi aralarında paylaşırlar. Balıkçılar karınları aç olduğu için, içlerinden birisini şehre göndererek bir miktar ekmek getirmesini söylerler. Geride kalan iki balıkçı, şeytan aleyhillanenin iğvası ile şehre gönderdikleri, onlara ekmek getirecek olan arkadaşlarını öldürerek altınları kendi aralarında paylaşmayı kararlaştırırlar. Ekmek almaya giden balıkçı da altınlar yalnız bana kalsın düşüncesi ile şeytanın iğvasına kapılır ve şehirden aldığı ekmeğin içine zehir katar.
Balıkçı ekmeği getirir getirmez, arkadaşları hemen onu öldürürler. Arkadaşlarının şehirden getirdiği zehirli ekmeği yedikleri zaman kendileri de ölürler. Altınlar ne yahudiye kalır nede onu öldüren balıkçılara kalır.
Hazreti İsa’nın Yahudi Ve Balıkçıları Görmesi
Hazreti İsa aleyhisselam yine oradan geçerken bakar ki yahudi ve üç kişi orada ölmüşler. Yahudiye verdiği altın tuğlaların da yanlarında durduğunu görünce:
-“Alçak dünyaya meyl ve muhabbet edip mağrur ve mesrur olanların neticede bu hale gelecekleri şüphesizdir.” diye buyururlar.
Kıssadan Hisse
Değerli dostlar aslında bu söz bile yeter yalan dünyadaki yaşam tarzımızın akibetini anlatmaya.
Kişi dünya nimetlerine yönelir bu uğurda kendi kişiliğinden doğruluktan hakikatten vazgeçer de kendinden bu konuda ödün verirse yine bu yolda hüsrana uğrar. Kazandım dediği şey aslında elinde olanı kaybetmiş olmasıdır sevgili kardeşlerim. Allah bizi kendi yolundan ve hakikatten uzaklaştırmasın. Amin…
Selam ve dua ile….